
Son dönemde herkes Trump'ın başlattığı gümrük savaşını konuşuyor. Yüzeysel olarak bakıldığında, imalatı ABD'ye geri getirip ticaret dengesi sağlamayı amaçlıyor gibi görünüyor ama bu kadar basit değil. Bu, Trump'ın anlık bir kararla aldığı bir karar değildi; aksine küresel ekonomi, siyaset ve jeopolitikada derin değişimlere yol açtı. Bridgewater Fonu'nun patronu Ray Dalio, bu gümrük vergisi savaşının arkasında dünya düzeninde büyük bir değişimin yattığını söylemişti. Bugün bunu parçalara ayırıp neler getirdiğinden bahsedeceğiz. 1. Para düzeninin çöküşü: ABD doları ne kadar dayanabilir?

İlk büyük değişimden bahsedelim: Küresel para düzeninin sarsılması. Bu hikaye, ABD dolarının önce altına, sonra da petrole bağlanarak "petrodolar" haline geldiği ve kimsenin sarsamadığı II. Dünya Savaşı sonrasında başlıyor. ABD bu sisteme güvenerek rahat bir hayat yaşıyor. Sadece para basıyor ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin büyük emeklerle ürettiği ucuz mallar sürekli olarak Amerikalılara ulaştırılıyor. Peki ya diğer ülkeler? Tüm bu sıkı çalışmanın karşılığında aldığım tek şey bir yığın yeşil kağıt. Paranız yoksa ne yapmalısınız? ABD sadece para basıyor ve borç alıyor. ABD'nin borcu şu anda 36 trilyon dolar ve bu da onu dünyanın en borçlu ülkesi yapıyor. Peki bu 36 trilyon ne anlama geliyor? Amerika Birleşik Devletleri'nde 300 milyon insan var. RMB'ye çevrildiğinde ortalama bir kişinin 700.000 ila 800.000 yuan borcu bulunuyor. Peki bunu nasıl geri ödeyebilirler? Bu borcun 9 trilyonluk kısmı 2025'te vadesi dolacak. Ya yine vadesi dolmaz ise? ABD artık yeni borç alamazsa temerrüde düşmek zorunda kalacak. Eğer bir temerrüt yaşanırsa ve kredi çökerse, ABD doları sistemi de çökecektir. Bu, Trump'ın "çaresiz mücadele" olarak adlandırdığı gümrük vergisi savaşının arkasındaki önemli itici güçtür. Açıkça söylemek gerekirse, gümrük savaşı sadece "yağmalama"dır ve diğer ülkelerden daha fazla para geri almak istemektedir. Ancak böyle bir durumda ABD dolarının statüsü istikrarsızlaşacak ve küresel para düzeni sarsılacaktır. Bir düzen çökerse, yenisini inşa etmek kaç yıl sürer? Kimileri bu durumun davul çalarak paket vermeye benzediğini, er ya da geç yaptığının bedelini ödeyeceğini söylüyor. Peki bu çiçek sona erdiğinde, yerine kim geçecek? Japonya ve ülkemiz, yani bu büyük alacaklı ülkeler, çok sayıda ABD Hazine bonosu satın aldılar ve baskı hiç de az değil. Yani bu kısa vadeli bir şey değil, uzun vadeli bir değişim ve önümüzdeki birkaç yıl içinde buna dikkat etmemiz gerekiyor. 2. İç siyasi düzende kaos: İşbirliği gitti, bölünme geldi. İkinci değişiklikten bahsedelim. ABD ve diğer pek çok ülkede iç siyasi düzen kaos içinde. Trump'ın dönüşünden sonra 2016'dan bu yana Batı'daki tüm sağcı düşünce yeniden yükselişe geçti. Sağ kanat nedir? Milliyetçiliktir. ABD "Önce Amerika" diye bağırıyor, Avrupa "Önce Fransa" ve "Önce Almanya" diye bağırıyor. Göçmenliğe ve küreselleşmeye karşılar, hatta bazıları Avrupa Birliği'ne bile karşı çıkıyor. Kendi ulusal çıkarlarının her şeyden önemli olduğunu düşünürler. Kazan-kazan veya çoklu-kazan durumlarına inanmıyorlar! Ben, sen para kazanırsan ben kaybederim, ben para kazanırsam sen kaybedersin diye düşünüyorum. Bu sıfır toplamlı bir oyun.

Bu eğilim özellikle ABD'de belirgindir. Geçmişte Cumhuriyetçiler ve Demokratlar oturup konuşabiliyor, uzlaşabiliyor ve işbirliği yapabiliyorlardı. Peki ya şimdi? İlişki tamamen koptu. ABD hem dışarıdaki partilere hem de içerideki partilere karşı saldırgandır. Kongre toplantı halindeyken Demokratlar Cumhuriyetçilerin söylediklerine karşı çıkıyorlar ve Cumhuriyetçiler de aynısını yapıyor. Hiçbir uzlaşma sağlanamadı, siyasi düzen çöktü. Şimdi buna bak. ABD'de iki parti adeta düşman gibi savaşıyor ve aralarında temel bir mutabakat bile yok. Bu sadece ABD'ye özgü bir sorun değil, Avrupa'da da hemen hemen aynı durum söz konusu, sadece bir adım daha yavaş. Örneğin Almanya ve Fransa'da da bazı sağ partiler güç kazanmaya başladı ve AB karşıtı sesler yükseliyor. Trump tek başına mücadele etmiyor; Bütün sağcı ve muhafazakar güçler ayağa kalkıyor. ABD'nin her zaman övündüğü hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi orijinal siyasal düzenin hepsi ortadan kaldırıldı. Bazıları bunun Batı siyasetinin bir "mutasyonu" olduğunu söylüyor. Eskiden her şey kurallara ve işbirliğine dayanıyordu, ama artık her şey kimin daha gür sesi ve daha güçlü yumruğu olduğuna bağlı. Yani bu ikinci değişim de küresel ve geniş kapsamlı etkilere sahip. 3. Jeopolitik değişim: Yumruk ne kadar büyükse, o kadar kesindir. Üçüncü değişim ise jeopolitik değişimdir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra birçok ülkenin liderleri savaş deneyimi yaşamış ve savaşın ne kadar trajik olduğunu biliyorlardı, bu da Fransa ile Almanya'nın uzlaşmasına ve Avrupa Birliği'nin kurulmasına yol açtı. Ama şimdi, geniş bir tarihî perspektife sahip olan o kişiler gitti, onların yerine gelenlerin bir kısmı, uluslararası politikayı şaka gibi ele alan, kuralları ciddiye almayan gençler ve iş adamları oldu. Birleşmiş Milletler Nedir? Kenara çekil. Trump'ın mantığı çok basit, Bridgewater Fonu'ndan Dalio'nun da dediği gibi: "Kural güçtür." Basit bir ifadeyle, "yumruğu büyük olanın son sözü vardır." AB'ye ve Ukrayna'ya neler yaptığına bakın. ABD, Ukrayna'yı savaşta destekliyordu, peki ya şimdi? Putin bile Ukrayna'nın maden haklarını doğrudan yarıya indirecek kadar zalim değil. Kanada, Grönland'ı alarak ABD'nin 51. eyaleti olmak istiyor. ABD, geçmişte en azından uluslararası kurallara saygı gösteriyordu ama artık Birleşmiş Milletler'i ve Dünya Ticaret Örgütü'nü görmezden geliyor. Bu sadece küçük bir kavga değil, jeopolitikada tam bir değişimdir. Bu değişimin dünya üzerinde çok büyük etkileri var. Mesela Ukrayna'da yaşananlar Avrupa'yı şaşkına çevirdi; ve Kanada'nın fikirleri Kuzey Amerika'daki durumu daha da kaotik hale getirdi. Eskiden uluslararası düzenin bazı kuralları vardı, ama artık her şey güce dayanıyor. Bu kısa vadede çözülebilecek bir şey değil çünkü kurallar ortadan kalktı ve onları yeniden inşa etmek zaman alacak. Gelecek on yıl: Küreselleşme engelleniyor ve milliyetçilik yükseliyor

Bu üç büyük değişim -para düzeninin çöküşü, iç siyasi kaos ve jeopolitik yeniden yapılanma- tesadüf değil, dünyada önemli bir eğilimdir. Trump dört yıl, belki dört yıl daha görevde kalacak ve uyum sağlaması zaman alacak. Önümüzdeki on yılda küreselleşmenin önü kesilecek ve milliyetçilik önlenemez bir şekilde yükselecek. "Önce Amerika" ve "Önce Fransa" sesleri giderek daha da yükselecek. Neden böyle söylüyorsun? Çünkü bu trend günler, aylar veya yıllarla değil, onyıllarla ölçülüyor. Amerikan siyasi döngüsüne göre Trump'ın son dört yıldır körüklediği kargaşanın devam edeceği öngörülüyor. Para düzeninin yeniden inşası, siyasi uzlaşmanın sağlanması ve jeopolitik kuralların yeniden şekillendirilmesi gibi hangi proje büyük projeler arasında yer almaz? Dolayısıyla önümüzdeki on yılda farklı bir dünyayla yüzleşmeye hazır olmamız gerekiyor. Bazıları şunu sorabilir: Bunun bizim gibi sıradan insanlar üzerinde nasıl bir etkisi var? Aslında çok fazla. Örneğin küreselleşme engellenirse ithal edilen mallar pahalılaşabilir ve ihracat zorlaşabilir; ABD doları istikrarsızsa, döviz kuru dalgalanabilir ve elimizdeki parayla ne satın aldığımıza dikkat etmemiz gerekir; Uluslararası durum kaotik ise, yurtdışına seyahat etmek ve çalışmak eskisi kadar kolay olmayabilir. Elbette, her şey kötü değil. Milliyetçiliğin yükselişi bizi daha güçlü ve daha bağımsız olmaya zorlayabilir. Son: Dünya değişti, ne yapmalıyız? Genel olarak bakıldığında Trump'ın gümrük vergisi savaşı yüzeysel olarak bir ticaret anlaşmazlığı gibi görünse de, ardındaki dünya düzeninde büyük bir değişimi temsil ediyor. Para düzeninin çökmesi, siyasal düzenin parçalanması ve jeopolitiğin yeniden düzenlenmesiyle küreselleşmenin altın çağı sona erdi. İster beğenin ister beğenmeyin, dünya değişti. Peki ne yapmalıyız? Sıradan insanların yapabileceği şey daha fazla dikkat etmek, daha fazla anlamak ve yüzeysel heyecanlara kapılmamaktır. Önümüzdeki on yıl çalkantılı bir on yıl olabilir ama aynı zamanda fırsatlarla dolu bir on yıl da olabilir. Trump'ın başlattığı trendin arkasında durmayı öğrenmeliyiz. Ne düşünüyorsun? Peki bu konu nasıl gelişecek? Mesaj bırakmaktan ve düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin!
Tüm Yorumlar