Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2 Nisan'da yeni tarifeler açıklamayı planlaması, küresel piyasaları tedirgin bir şekilde izlerken, kripto para sektörü de bu politika fırtınasının etkisinden kaçamıyor. Bitcoin, geleneksel anlamda bir ticaret emtia olmasa da, gümrük vergileri politikalarının neden olduğu ekonomik belirsizlik, piyasa duyarlılığındaki dalgalanmalar ve güvenli liman varlıklarının yeniden değerlendirilmesi, Bitcoin üzerinde derin etkilere sahip olacak.

Küresel ticaret savaşı endişeleri tırmanırken, kripto para piyasaları eş zamanlı baskıyla karşı karşıya
Piyasalarda Trump'ın ticaret savaşını yeniden başlatabileceği yönündeki endişeler artıyor. StoneX'in küresel piyasa araştırmaları başkanı Matt Weller, "piyasaların belirsizliğe karşı isteksizliğinin" her zaman Wall Street'in temel mantığı olduğunu ve gümrük tarifesi açıklamasının belirsizliğinin risk iştahını sert bir şekilde etkilediğini belirtti.
Kripto para piyasası bunu özellikle yoğun bir şekilde hissediyor. Coinglass verilerine göre, geçtiğimiz hafta büyük kripto para borsalarından toplam 32.900 Bitcoin çıkışı gerçekleşti. Şu anda kripto para borsalarındaki toplam Bitcoin bakiyesi 2.1811 milyon adettir. Bu durum, Bitcoin'in yıl başından bu yana yakaladığı yükseliş ivmesinin Mart ayı sonunda yavaşladığını ve bazı yatırımcıların yüksek volatiliteli varlıklardan çekilerek değer hisselerine ve düşük riskli varlıklara yöneldiğini, varlıklarını "savunma moduna" geçirdiğini gösteriyor.
Citi üç tarife senaryosu öngörüyor, kripto varlıklar ciddi oynaklık yaşayabilir
Citigroup, son raporunda üç önemli politika senaryosunu özetledi ve bunların piyasada yaratabileceği zincirleme tepkiler konusunda uyardı:
- Sadece karşılıklı tarifeler duyuruluyor Piyasaya etkisi nispeten sınırlı olacak ve kısa vadeli bir ayarlamaya yol açabilir, ancak yatırımcıların hala nefes alacak alanı var.
- Karşılıklı tarifeler + Katma Değer Vergisi (KDV) kombinasyonunun ABD dolar endeksinde 50-100 baz puanlık hızlı bir artışa yol açarak küresel borsa piyasaları üzerinde baskı oluşturması bekleniyor. Bu ortamda doların güçlenmesi Bitcoin gibi dolar bazlı kripto varlıkların fiyatlarını baskılayabilir.
- Sektöre özgü tarifelerin uygulanması Bu, en yıkıcı senaryodur ve küresel piyasalarda ciddi şoklara yol açabilir. Bitcoin başlangıçta riskten kaçınma eğilimi gösterebilir, ancak piyasa tamamen riskten kaçınma moduna girerse, yükseliş eğilimini sürdürmek zor olabilir.

Bitcoin yeniden "güvenli liman varlığı" mı olacak? Yoksa bir “risk varlığı” mı?
Jeopolitik ve makroekonomik belirsizlikler yoğunlaşırken, Bitcoin'in kimliği bir kez daha tartışmaların odağı haline geldi: "Dijital altın" mı yoksa "yüksek riskli spekülatif bir ürün" mü?
Argent Capital portföy yöneticisi Jed Ellerbroek, piyasanın düşük volatiliteli varlıklara yöneldiğini, teknoloji hisseleri ile kripto varlıkların zayıf performansının da bu riskten kaçınma eğilimini yansıttığını belirtti. "Gümrük tarifesi politikalarının görünürlüğünün artması, piyasanın güvenini yeniden kazanması için gerekli bir ön koşuldur" dedi.
Argent Capital portföy yöneticisi Jed Ellerbroek, piyasanın düşük volatiliteli varlıklara yatırım yaptığını, teknoloji hisseleri ve kripto varlıklarının zayıf performansının bu riskten kaçınma eğilimini yansıttığını belirtti. "Gümrük tarifesi politikalarının görünürlüğünün artması, piyasanın güvenini yeniden kazanması için gerekli bir ön koşuldur" dedi.
Salgın döneminde Bitcoin, enflasyona karşı korunma aracı olarak görülüyordu. Ancak yüksek faiz oranlarının ve güçlü doların hakim olduğu günümüz ortamında, bu rolün daha karmaşık hale geldiği görülüyor. 2 Nisan politikasının ticaret gerginliklerini daha da artırması durumunda, güvenli liman dolara yönelik küresel talep artabilir ve bu da Bitcoin'in cazibesini zayıflatabilir.

Tarife politikalarının stablecoin piyasası üzerindeki potansiyel etkisi
Stabilcoin'ler (örneğin USDT, USDC ve DAI) esasen ABD dolarına veya bir varlık sepetine sabitlenmiş kripto paralar olmalarına ve gümrük tarifeleri politikalarıyla doğrudan bir bağlantıları yokmuş gibi görünmelerine rağmen, işleyiş mekanizmaları ve piyasa talebi büyük ölçüde makroekonomik koşullara ve sınır ötesi sermaye akışlarına bağlıdır.
Citi'nin öngördüğü ikinci ve üçüncü senaryoda, gümrük vergileri politikalarının ABD dolar endeksini (DXY) yukarı çekmesi, küresel çapta dolara olan talebin artması anlamına gelebilir. Kripto dünyasında "dolar temsilcisi" konumunda olan stablecoin'lere olan talep, özellikle gelişmekte olan piyasalarda ve sermaye kontrollerinin olduğu ülkelerde artabilir.
Ancak gümrük tarifesi politikasına daha sıkı sınır ötesi ticaret incelemesi veya ödeme denetimi de eşlik ederse, geleneksel finansal kanalları atlayan ödeme araçları olan stablecoin'ler düzenleyiciler tarafından yüksek riskli araçlar olarak görülebilir ve bu durum Circle (USDC) ve Tether (USDT) gibi şirketleri etkileyecektir.
2 Nisan: Kripto para piyasasında bu ay kritik bir an
Matt Weller'in dediği gibi, "bir kere düşüş başlayınca", piyasada kısa süreli bir toparlanma görülebilir. Ancak Trump 2 Nisan'dan sonra da gümrük vergilerini artırmaya devam ederse, piyasadaki zayıflığın tersine çevrilmesi zor olacak.
Kripto sektörü için bu sadece kısa vadeli bir fiyat testi değil, aynı zamanda piyasa konumlandırması, güvenli liman değeri ve politika duyarlılığının derinlemesine bir testidir. Bitcoin'in "dijital altın" statüsünün belirlenip belirlenemeyeceği, bu makro-kargaşa dönemindeki en ciddi sınavla karşı karşıya kalabilir. Trump'ın gümrük vergisi politikası, geleneksel finans piyasasındaki fırtınanın gözü olmakla kalmayıp, kripto dünyasında da bir "kara kuğu" haline gelebilir. İster yatırımcı, ister uygulayıcı, ister proje geliştiricisi olun, herkesin bu belirsiz bahara hazırlıklı olması gerekiyor.
Tüm Yorumlar